AnasayfaYAZILARK.Irak ve K.Suriye’ye acil, kalıcı sınırötesi harekat..

K.Irak ve K.Suriye’ye acil, kalıcı sınırötesi harekat..

2010’lardan sonra Erdoğan’ın ve Türk Devletinin güçlenmesini istemeyen ‘Egemen Güçler ve içerdeki işbirlikçileri’ halkı gözardı ederek, ‘halka rağmen halk için’ refleksiyle saldırdılar.

Operasyonlarını kamusal alanda ve kamudaki “yerleşik güçleriyle” yürütmek istediler. Kamusal organları (özellikle Askeriye, Emniyet, Yargı ve Ekonomik kurumlar) ele geçirerek devleti ele geçirmeyi ve Erdoğan’sız bir Türk Devleti tesis etmeyi istediler.

Ama bunda başarılı olamadılar.

Halka rağmen halk için” yüzeyselliği ve kolaycılığı halka takıldı ve 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin bastırılmasında halkın gösterdiği mücadele bunları makas değiştirmeye sevketti.

Artık halkı manüpüle etmeden, Erdoğan’dan soğutmadan ve halkta ümitsizlik, sıkıntı, huzursuzluk, kutuplaşma ve devleti yönetenlere karşı suni/gerçek memnuniyetsizlik oluşturmadan operasyonların başarılı olamayacağı gerçeğiyle yüzleştiler.

Şuanda tam da bu stratejiye uygun hareket ediyorlar.

Başta ABD’nin siyaset mühendisleri ve ülkemizi istikrarsızlaştırarak ele geçirmeyi düşünen komplo teorisyenleri halka yansımış bir mutsuzluk oluşturma gayretindeler.

Çünkü her ne yaparlarsa yapsınlar, içinde Halk yoksa, Erdoğan’a sahip çıkılacak ve Erdoğansızlık oluşturulamayacaktı.

Halk üzerinden operasyon biraz zaman, biraz sabır biraz da fazla efor gerektirir. Daha öncesindeki müdahale ve operasyonlara göre alışık olunmadık bir durum. Ama başka yol ve yöntemin başarıya ulaşamayacağını, Erdoğan’la mücadele edilemeyeceğini ve Türk Devleti’nin dişini sökerek “ehilleştiremeyeceklerini” anladılar.

Şuanda oyun Halk üzerinden oynanıyor.

Devletin ve Erdoğan’ın mutlak hassasiyet, dikkat ve ciddiyet göstermesi gereken ana konu bu.

Çünkü yapılan “algı operasyonlarıyla” halkı öyle bir noktaya getirmek istiyorlar ki; Erdoğan gitsin de nasıl giderse gitsin…

CHP’li bir parti yetkilisi vekilin Erdoğan için “Faşist diktatör” söylemi bile, halk üzerinden Erdoğan’sızlaştırma ve Türk Devletini zayıflatma politikasının içerdeki işbirlikçi aktörlerine verilmiş roldür.

Hal böyleyken Erdoğan ve Devlet ne yapmalıdır…

Halkın sinirleri yatıştırılmalı, dışarı veya içerdeki işbirlikçilerden gelecek tahrik, tedirginlik ve provokasyonlara meydan verilmeyecek adımlar atılmalıdır.

Bunun için; özellikle ekonomik saldırılara karşı Halk korunaklı hale getirilmeli, direnci artırılmalıdır.

Yakında ekonomik saldırılar artacaktır. Çünkü, saldırıyı yapanlar ekonominin siyaseti sallayacak en büyük enstrüman olduğunun farkındadırlar.

Bu bağlamda devletin ekonomiye dönük mutlak anlamda B ve C planlarının olması elzemdir.

Mesela; Erdoğan ve hükümet bugünden itibaren önümüzdeki bir yılı halkın rahatlatılması için pilot süreç olarak görmelidir.

Halkın spekülasyonlardan etkilenmesini minimize edecek, ekonomik sarsıntılardan en az hasar görmesini sağlayacak güven ortamı ve yeni ekonomik kaynak girdileri sağlaması şarttır.

Bunun için ihracat artırıcı adımlar en hızlı ve başlıcası olabilir. İhracat için vergi iadeleri, indirimler ve teşvikler behemehal getirilmelidir.

İhracat artışına dair bu adımlar için çok hızlı kanuni düzenlemeler yapılmalı, bürokratik prosedürler azaltılmalıdır.

Bu konudaki mevcut bürokrasi pratize edilmeli, bürokratik değişiklikler ve yeniden görevlendirmeler yapılmalıdır.

Elini değil, kolunu taşın altına sokacak cesur, ehliyet sahibi ve liyakata haiz kişiler göreve getirilmeli, ihracata dair artış için gerekli adımlar hızla atılmalıdır.

Doğalgazı ve petrolü olmayan bir ülkeyiz. Ekonominin kara deliği cari açığın en önemli iki kalem…………….

 

Yazının devamını okumak için bağlantıya tıklayın: http://www.ogunhaber.com/yazarlar/cengiz-aygun-bir-portre/k-irak-ve-k-suriye-ye-acil-kalici-sinirotesi-harekat-9676m.html

TAKİP EDİN:
FETÖ yargılamasın
Sayın Cumhurbaşkan
Bu Yazarı Değerlendir:
HİÇ YORUM YOK

Yoruma Kapalı!