Giordano Bruno: İnandığı gibi yaşayıp, yaşadığı gibi ölen Bilge..

“Ne gördüğüm hakikati gizlemekten hoşlanırım, ne de bunu açıkça ifade etmekten korkarım. Aydınlık-karanlık, bilim-cehalet arasındaki savaşa her yerde katıldım. Bundan dolayı her yerde zorlukla karşılaştım ve cehaletin babaları olan resmi akademisyenlerin yanı sıra kalın kafalı çoğunluğun öfkesine hedef olarak yaşadım.“
Böyle diyordu, İtalyan Filozof Giordano Bruno; Avrupa’nın mürtecilerine, yobazlarına, aristokratlarına, yöneticilerine ve düşünmeyi düşünmeyen düşüncesiz insancıklarına…
Kilise’nin ve cehaletin gazabına uğrayan Bruno 1548 yılında İtalya’nın Nola kasabasında dünyaya geldi.
11 yaşında mantık ve diyalektik öğrenimine başladı.
Okudukça düşünmeye, düşündükçe itiraz ve reddiyeciliğe yöneldi.
İflah onulmaz bir radikal olmuştu.
Bir tarikatla yolu kesişti ama Kopernikus sistemiyle tanışınca bu tarikattan ayrıldı ve “evreni bilmek, tanrıyı da bilmektir” sözüyle vücut bulan yeni bir yaklaşıma yöneldi.
Bu noktadan sonra skolastik Hristiyan düşüncesine ve Kilise’ye karşı çıkarak, düşüncelerini tavizsiz şekilde söylemeye ve savunmaya başladı.
Avrupa Ortaçağ’ı, yasaklar ve düşüncesizlikler içinde yoğun bir bağnazlık yaşarken Bruno artık, düşünme ve fikirleri uğruna ölümü göze almış birisiydi.
Hak ve hakikat yolunda oldukça sivri dilliydi.
Galileo gibi zorda kalınca maslahatı gözetmemiş ve susmamıştı.
Yeni fikir ve duyguların ilkiydi.
Engizisyona maruz kaldı ve Kilise tarafından “din dışılık ve din sapkınlığıyla” suçlandı.
Kaçmak zorunda kaldı.
Şehir şehir dolaştı.
Dinsizlikle suçlandığı için hiçbir yerde kalıcı olarak yaşayamadı.
İtalya’da Mocenigo adlı bu aristokrat arkadaşı vardı.
Onun daveti üzerine Venedik’e gitti.
Ama ihanet her devirde var olduğu gibi Bruno’ya da arkadaşı tarafından hazırlanmıştı.
Mocenigo denen alçak 45 yaşındaki Bruno’yu Engizisyona teslim etti.
Sekiz yıl yani 2555 gün ve gece sular altındaki bir zindan hücresinde hapsedildi.
Tanrıya saygısızlık, ahlaksız davranış ve dinden çıkmak suçlarından soruşturuldu ve yargılandı.
Ölüme mahkum edildi.
Düşüncelerinden vazgeçmesi ve fikirlerinin din sapkınlığı olduğunu kabul etmesi karşılığında af teklif edildi.
İnat ve ısrarla; “düşünceler ve ebedilik ölümlü bedenlerden daha değerlidir” diyerek fikirlerinden vazgeçmedi.
Biraz daha yaşamak için minnet ve müdanaa etmedi.
Sözünü sakınmadı.
“Tanrı, iradesini…
Yazının devamını okumak için bağlantıya tıklayınız: https://ogunhaber.com/yazarlar/cengiz-aygun/giordano-bruno-inandigi-gibi-yasayip-yasadigi-gibi-olen-bilge-101013m.html