Büyük oyunun Truva atı Barzani mi?..

Self Determinasyon: Ulusların kendi kaderini tayin etmeleri…
ABD Başkanı Woodrow Wilson 8 Ocak 1918’de Birinci Dünya Savaşı bitiminde “Wilson İlkeri” diye bildiğimiz meşhur maddelerini sıralıyor. Güya amaç; “insanlığın daha fazla zarar görmemesi ve barışın tesis edilmesi için koşulların oluşturulması” idi.
Ama bu meşhur ilkeleri kapsayan 11 madde incelendiğinde tamamı Osmanlı Devleti’nin Anadolu’ya hapsedilmesinin realizesini hemen görürüz.
“Türklerin yoğun yaşadığı yerlerde egemenlikleri tesis edilecek, diğer bölgelerdeki ulusların kendi kaderini tayin etme (Self Determinasyon) hakkı tanınacaktır”.
Diğer maddelerini söylemeye bile gerek yok.
Bu madde her şeyi özetliyor.
Peki bu savaşa sadece Osmanlı Devleti mi girmişti.?
İttifak ve İtilaf devletleri cephesi ne idi.?
Hiçbir şeyin, hiçbir önemi yoktu çünkü.
Asıl gaye, Osmanlıyı yıkmak, bölmek, parçalamak ve paylaşmak için; çok boyutlu, çok devletli, çok milletli bir savaş oyunu idi.
Ve sonunda “büyük abi, bir bilen, km’lerce uzaktan gelip dünya barışı ve insanlığın huzuru (!) için ilkeler vazeden ABD Başkanı” bugünkü Birleşmiş Milletler’in de temelini atacak hümanizma(!)sını ortaya koymuştu.
Sonrasında yeni haritalar çizildi,
Günün konjonktürüne ve o dönemde Düveli Muazzama diye ifade edilen Büyük Güçlerin isteğine uygun bir haritalandırma operasyonu yapıldı.
Coğrafyamıza tekabül eden kısmı ise genel itibarla Lozan’la şekillendi.
Cetvelle oluşturulan birçok devletçikler var edildi.
Ne çok benziyor değil mi günümüzdeki olaylara;
Yaklaşım aynı, zihniyet aynı, yöntem, revize edilmiş olsa da aynı.
Farklı kelime ve kavramlarla, yeni usul ve yöntemlerle, cilalanmış kavramlarla bölgenin yeraltı ve yer üstü kaynaklarını sömürmek, paylaşmak ve bölgeyi karar alamazlaştırmak.
Irak’a, Libya’ya, Afganistan’a, Suriye’ye de demokrasi, özgürlük ve insan hakları getirmek için girmişlerdi ve yerleşmeye devam ediyorlar.
Gözümüzü açalım, akıllı olalım ve basiretli davranalım.
Zamanın Düveli Muazzaması, şimdinin Egemen güçleri bu defa da “Post-Self Determinasyon” söylemiyle geliyor.
Terör Örgütleri üzerinden vekalet savaşlarıyla “istikrarsızlaştırarak” geliyorlar.
Devletler içindeki etnik yapıları hareketlendirerek geliyorlar.
“Diktatöryal yönetimlerin yıkılarak demokrasi gelsin”(!) diye geliyorlar.
Yazının devamını okumak için tıklayın: http://www.ogunhaber.com/yazarlar/cengiz-aygun-bir-portre/buyuk-oyunun-truva-ati-barzani-mi-9620m.html