Avrupa’da, yeni bir “Fransız İhtilali” mi geliyor?..

Bu yazımda, olanları/olacakları/olguları ve olayları somutlaştırarak gidelim.
Geldiğimiz nokta; kriz kriz kriz…
Her ne kadar, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkeler için, aşina ve sık sık karşılaşılan bir olgu olsa da; onları bile şaşırtacak ölçüde çeşitli/yoğun ve üst düzey bir krizler silsilesiyle karşı karşıyayız.
Ve gelişmiş ülkeler, bu olguyla kaçınılmaz bir yüzleşme yaşıyor.
Enerji/Gıda/Konut/ekonomi alanında görülen bu krizlerin ete-kemiğe bürünmüş hali ise “enflasyon” olarak karşımıza çıkıyor.
Yani gelişmiş ülke ekonomileri ve halkları enflasyonla tanıştı ve yüzleşme yaşıyor…
Şimdi biraz kavramları açalım ve daha anlaşılır kılalım.
Enflasyon nedir?
Doğal olarak verilecek cevap “hayat pahalılığı/fiyat artışı” şeklinde olur.
Tam olarak öyle değil işte…
Enflasyon, fiyat artış hızının oransal şekilde rakamsal karşılığıdır.
Mesela;
Bir malın fiyatı 10 TL ise (bunu farklı para birimleriyle de kullanabilirsiniz) ve o ay enflasyon yüzde 5 olarak gerçekleşmişse; bu oran o malın fiyatındaki artış hızını gösterir.
Bir sonraki ay, enflasyon yüzde 2 olarak görüldüğünde, ekonomi yönetimleri ve siyasi irade, hemen ve sevinçle “enflasyon düşmeye başladı” der ya; tam da kastettiğim budur ve bu demek değildir ki; hayat pahalılığı azalıyor/fiyatlar geriye gidiyor!
Ne demek peki?
Bir önceki ay yüzde 5 oranında artan fiyatlar, yeni ayla birlikte düşmemiş bilakis yine artmış ama daha az yani yüzde 2 artmış; yani, artışta yüzde 3 azalma olmuş demektir.
Özetle demem o ki…
Yazının devamını okumak için bağlantıya tıklayınız: https://www.ogunhaber.com/yazarlar/cengiz-aygun/avrupada-yeni-bir-fransiz-ihtilali-mi-geliyor-102399m.html