Geleneksel diplomasinin ve diplomatik klişelerin yıkıldığı bir süreçteyiz…

Küresel gidişatı etkileyen/daha da etkileyecek olan ve hatta çok farklı bir evreye girdirecek olan durum; Rusya-Ukrayna krizi…
Siyasal ve ekonomik etkilerinin yanında “Yeni Düzen”in karkas halini de, ortaya koyabilecek boyutta bir durum.
Hal böyle olunca; konuyla ilgili sorular/yorumlar havada uçuşuyor.
Mesela;
NATO topyekûn davranabilecek mi yoksa çatlak mı oluşacak?
Amerika, Avrupa ülkelerini yanına çekebilecek mi?
Almanya/Fransa’nın tutumu ne olacak?
Rusya’nın, Kırım’ı ilhakı gibi bir durum mu oluşacak? Amerika ve Batı bir savaş halinde doğrudan müdahaleden kaçınacak mı?
Tüm bu soru ve sorunlardan Rusya istifade edebilecek ve özellikle Avrupa’da “istediğini verecek” bir ülke/ülkeler olacak mı?
Yorumcu ve stratejistlerin pek çoğu Batı Bloku’nda yekpare bir anlayışın oluşmadığına, tek bir politika çerçevesinde hareket edilemediğine ve ülkelerin Rusya ile tek tek ilişkilerine parmak basarak; asıl bilinmezliğin burada olduğunu dile getiriyor.
Ve kimi ise daha ileri giderek Sovyetler Birliği Eski Dışişleri Bakanı Andrey Gromiko’nun sözlerine atıfta bulunarak, Rusya’nın daha belirgin/net ve ne yaptığını bilen bir yaklaşım içinde olduğunu söylüyor.
Bu bağlamda, ne demişti Gromiko;
“Batı ile müzakerede üç temel kural vardır.
Öncelikle maksimalist taleplerde bulunmalısınız. Bunu yaparken rica etmeyin sert bir şekilde talep edin.
Eğer sonuç alamazsanız ikinci aşamaya geçip sert ültimatomlar verin.
Üçüncü aşamada hiç geri adım atmayın ve karşınızdakine de alan bırakmayın. Çünkü Batı’da mutlaka istediklerinizi verecek birini bulacaksınız…
Belki bu talep ettiğinizin yarısı kadar olacaktır ama mutlaka o ana kadar sahip olmadığınız bir şeyi almış olursunuz.”
Haklı yanları yok mu?…
Yazının devamını okumak için bağlantıya tıklayınız: https://www.ogunhaber.com/yazarlar/cengiz-aygun/geleneksel-diplomasinin-ve-diplomatik-kliselerin-yikildigi-bir-surecteyiz-102118m.html