Küresel Hakimiyetin iki ana enstrümanı vardır. Birisi sıcak savaş,Diğeri ise ekonomik ve finansal müdahale.Sıcak savaş doğrudan silahlı güçlerle, NATO gibi kollektif ortaklıklarla, BM’nin barış kuvvetleriyle, terör örgütleri üzerinden vekalet savaşlarıyla, yaratılan iç çatışma, kaos ve ayaklanmalarla yürütülüyor.İkincisi ve Sıcak Savaştan daha önemlisi olan ekonomik ve finansal savaş ise
'Hiçbir şey korkudan daha hızlı yayılamaz. İnsanın ürkmesi hiçbir şeye benzemez.. Birinci Dünya Savaşı bitirdiğimiz yüzyılın başlangıcı için tarihin dibe vurması idi.Yetti mi.?Hayır. Çünkü 1918’de yaşanan ve 50 ila 100 milyon insanın hayatını kaybetmesine sebep olan “İspanyol Nezlesi” salgını yaşandı. Yine yetmedi;Çünkü daha İkinci Dünya Savaşı yaşanacak
"Bedevi devesini yükler ve yola revan olur.Devenin bir tarafında buğday, bir tarafında dengeye gelsin diye bir çuval kum koyar.Devenin yularını çekerek kan ter içinde giderken bir adamla karşılaşır.Adam; "yükün nedir" diye sorar.Bedevi; "nah bu tarafı buğday, karşı tarafı da kumdur ve değirmene giderim" der.Bedevi; "Yahu
Dünya… Güya küresel bir köy haline gelmişti. Erişim, ulaşım, iletişim kolaylaşmıştı.Tek tuş, her şeye yetiyordu.Dünya bu hale kendiliğinden gelmedi.Tesadüfen ve spontane şekilde, bugünlere gelinmedi.Güç vardı, güçler vardı…Ve bir planla bu noktaya geldi/getirildi. Peki o büyük "küresel köy" dünya, şimdi ne halde.?Geçen seneki gibi mi..Yoksa iki yıl önceki
Olanda da, olmayanda da hayra inanan biriyim. "Şer gördüğünüzde hayır, hayır gördüğünüzde şer olabilir" itikat ve inancında biriyim."Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler" teslimiyetindeyim."Gün doğmadan neler doğar" diyerek ümidi canlı tutabilen biriyim.Ama üzüntülüyüm ve canım sıkkın…Ruhum daralıyor,Gönlüm kasvette…Yaşadıklarım, gördüklerim ve göğsümde ur'laşan adaletsizlik hissi üzüntümü kızgınlığa
Küresel Hakimiyet Savaşı 'derin'den derine' ve aşikare fasılasız sürüyor. Hem de şiddeti her geçen gün artarak… Mart kritik ay. Koronavirüs ile birlikte artık her türlü silahın kullanıldığı/kullanılacağı bir süreçteyiz. Düşünün lütfen; sekiz-dokuz ay önceki ve bir de şimdiki Çin'i… Küresel ekonominin başat aktörü, dünyanın her noktasında var olan
Rus ekonomisi Suriye yükünü ne kadar taşıyacak.? Ruslar başta Suriye olmak üzere Rusya'nın muhtelif ülkelerde askeri varlığının ve sıcak çatışmaların gündelik hayata maliyetini ve negatif etkilerini tolere edip Putin'e büyük ve koşulsuz desteğini sürdürecek mi.?Görünen o ki; Rus ekonomisi sıkıntıda.Yönetim de halk da bunun farkında ve
Üç gündür yıldırım gibi devam eden 'Bahar Kalkanı' Harekatı Rejim Güçlerini askeri ve psikolojik açıdan yıldırmaya devam ediyor. Kaldı ki, coğrafyadaki belirsizlik, kimin kimi niçin vurduğunu bilmemesi, lejyoner paralı-sözleşmeli yabancıların Suriye'de acımasızca cirit atması rejim güçlerini ve halkı yeterince bezdirmiş ve ruhsal çöküntüye maruz bırakmıştı.Şuana dek
Çarlık Rusya'sı, Sovyetler Birliği, Rusya Federasyonu yani Putin Rusya'sı… Biliyor musunuz; yaklaşık 650 yıldır devam edegelen Rus devlet konsepti hedeflerinde hiç değişmeyeni nedir.?Akdeniz’e inmek ve Anadolu-Türk düşmanlığı…1711 Prut Savaşında Çariçe Katerina Rusya'sından bugünün Nataşa'lı Putin Rusya'sına tek değişmez ve değişmeyen hedef bu idi. Bu böyle de devam
Bardak taştı… Sabır taşı çatladı… Ve artık eylem zamanı… Zaman; "ben demiştim, söylemiştim. İktidar şöyle yapmasaydı, Erdoğan şunu yapsaydı" diye konuşma zamanı değil.Zaman; dahili ihtilafları rafa kaldırıp stratejik, dikkatli, akıllı ve akılcı "intikam" zamanıdır.Birkaç noktaya dikkat çekmek ve tespitte bulunmak istiyorum.Öncelikle ve özellikle soğukkanlı agresif, akıllı
